Panik bozukluk yani halk arasındaki panik atak insanın yaşam kalitesini oldukça düşüren bir kaygı bozukluğudur. İnsanı çaresizliğe sürükler ve ne zaman geleceği hiç belli olmaz. Beklenmedik panik atakların dakikalar içerisinde üst seviyelere ulaşan, birden yoğun bir korku ve tedirginliğin tüm vücuda hakim olduğu bir durum yaşatır insana.
Panik Atağın İnsan Vücudundaki Tepkimeleri Nelerdir ?
- Çarpıntı, kalbin küt küt atması ya da kalp atış hızının artması
- Terleme
- Titreme ya da sarsılma
- Soluğun daraldığı ya da boğuluyor gibi olma duyumu
- Soluğun tıkandığı duyumu
- Göğüş ağrısı ya da göğüste sıkışma
- Bulantı ya da karın ağrısı
- Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi olma duyumu
- Titreme, üşüme, ürperme ya da ateş basması duyumu
- Uyuşmalar, hissizlik ya da karıncalanma
- Bedenine yabancılaşma, gerçekdışı hissetme
- Çıldırma ya da kontrolü kaybetme korkusu
- Ölüm korkusu
Bazı insanlarda uzun süre araç yolculukları, uçağa binememe gibi korkularda oluşabilir. Önceden uçağa binebilen bir kişi bu kaygı bozukluğundan sonra uçağa binemeyecek bir konuma gelebilir. Kendini sürekli güvende olabileceği bir yerde olmak ister. Ölüm korkusu yaşayan kişilerin sürekli hastanelerin yakınlarında bir yerlerde olmak istemeleri de sıkça görülen durumlardandır.
Panik atak belirtisi normal bir korkuya nazaran daha yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Panik atak esnasında yaşadığını zannettiğini olaylar nedeniyle kendini birden hastanenin acil servisinde bulabilir.
Panik ataklar somut olarak sebepsizdir. Fakat bir iki kere yaşayan kişinin artık en büyük korkusudur. Her an bu atağın tekrar geleceği korkusuyla yaşar. Her Panik atak, kişinin ruhunda bir yerlerde sinsi bir düşman gibi saklanıyordur ve kişiyi en olmadık yerlerde gelerek insanı olmadık tedirginliklere sevkeder. Panik ataklar insan vücuduna gözle görülür bir zarar vermese psikolojik olarak oldukça zarar verir. Kişi artık kaçma ve kaçınma davranışları geliştirir; panik atağın gelmesine neden olabilecek olay ve durumlardan kaçınmaya, panik atağı yalnızken geçirme ihtimalinin olduğu yerlerden yani yalnızlıktan kaçmaya başlar. Kimi kalp atışlarını hızlandıracağı için spor yapmaz, kimi panik atak esnasında müdahale edebilecek birine ihtiyaç duyacağı için tek başına dışarı çıkmaz, kimi asansöre binmez, kimi hastane ve eczane bulunan yolları tercih eder. En sonunda korkular yaşama hakim olur. Beynin bir yanlış alarmıyla başlayan hayat “panik bozukluğu” hapishanesinde sürmektedir ve kişi bu illet kurtulmak isteyip korkularının üzerine gitmediği sürece bu hapishaneye mahkumdur.
Panik Atakla Nasıl Başa Çıkabiliriz ?
Panik atak yaşayan kişinin öncelikle bilmesi ve kabullenmesi gereken şey bu hastalıktan ötürü bir kişinin bile yaşamını kaybetmediğidir. Korkularından kaçmak yerine korkularının üzerine gitmeli ve onlarla yüzleşmelidir. Yüzleştiğinde bu korkuların yersiz olduğunu anlayacak ve bu sıkıntıların üstünden gelmesi kolaylaşacaktır. Panik atak tedavisinde bir psikiyatriye başvurup yaşadığımız durumları kendileriyle paylaşıp ilaç desteği de alabiliriz. Psikiyatr gerekli gördüğü taktirde terapi tedavisi de önerebilir. Doktorumuzun vermiş olacağı ilaçlar geçici olarak çözüm olasa da hayatımızı bu ilaçlara endekslememeliyiz. Bu ilaçlar psikolojik olarak panik duygumuzu bastırsa da vücudumuz için bir çok zararı bulunmaktadır. Panik atakla baş etmenin en önemli yollarından biri de panik atağa yönelik yapıcı, gerçekçi ve telkin edici düşünceler geliştirmektir. Panik atak nöbetinden korkmak sadece onu davet etmeye yarar. Bunun yerine, genel bakış açınızı “Panik atak yaşayabilirim ama korkmuyorum, çünkü nasıl kontrol edeceğimi biliyorum” şeklinde belirlerseniz, her şey daha kolaylaşır. Sürekli bu düşünceyi aklımızdan geçirmeli ve zihnimizde tekrar etmeliyiz. Panik atağı tetikleyen en büyük silah zihnimizden geçen olumsuz düşüncelerdir. Olumlu ve pozitif düşünmek bu hastalıktan kurtulmanın anahtarıdır.
Yorum Yapabilirsiniz.