Ülkemizdeki eğitim sistemi ne yazık ki sınavlar üzerine kurulmuştur. Eğitim hayatımız boyunca geleceğimizle ilgili bir çok kritik sınava gireriz. Sınavlar meslek hayatına atıldığımızda da peşimizi bırakmaz. Kariyer basamaklarını tırmanmak, yani terfi edip işimizde yükselmemiz içinde farklı sınavlara tabi tutuluruz. Eğitim hayatımızda olduğu kadar stresli olmasa da meslek hayatında girdiğimiz sınavlar da bizlere kaygı verir ve strese sokar.
Eğitim hayatımız boyunca girmiş olduğumuz sınavların bizleri strese sokmasının bir çok nedeni olabilir ama, sanırım bunların başında aile baskısı ve beklentilerini koyabiliriz. Bunların dışındaki sebepleri sayacak olursak; çalışma zamanını dağınık ve plansız kullanma, sınavın kötü geçeceğine inanma, başarısız olarak değerlendirme korkusu, dikkati toplayamama, aşırı heyecanlı olma korkusu. Endişe, performansa yönelik zihinsel bir süreçtir. Sınav sonucuna ilişkin olumsuz düşünce, inanç ve beklentilerinden oluşur. Kaygının en sık dışa vuran belirtileri, kalbin hızlı çarpması, midenin kasılması, ellerde titreme, soğuma, terleme, nefes yetersizliği, karın ağrısı, sık sık tuvalete gitme, bulantı, bayılacakmış gibi hissetme, ayaklarının bağının çözülmesi, ağlama hissi, panikleme, yerinde duramama, bir ses çıkarma, tırnak yeme ve sallanmadır. Duygusal olarak bazen hiç bir korku hissetmeyip, “Sanki sınava girmeyeceğim, aklımda hiçbir şey yok, bütün bilgilerimi unuttum, tüm yıl ne çalıştım ki, yapamayacağım, kesin bir aksilik olacak sorular çok zor olacak üstesinden gelemeyeceğim, rezil olacağım, kimsenin yüzüne bakamayacağım, şu an bir an önce geçsin, keşke buradan kaçabilsem..” gibi düşünceler aklı kurcalayabilir ve bizi umutsuzluğa sürükleyebilir.
Bu Kaygıyı Nasıl Atlatabilirim ?
İlk önce bu sınav hayatımın sonu değil diyebilmeyi öğrenmeliyiz. Mantıklı ve akılcı olumlu düşünmeye çalışmalıyız. Düşünce olarak kendine güvenmeyi, neleri bilip neleri bilmediğine bilen bir insan “Elinden geleni yapacağım, tabii ki kazanmak istiyorum, bu sınav bir fırsat ama kazanamasam da hayatımın sonu değil, sadece ona ulaşmak için bir araç. Bu sınav sadece bilgimi ölçüyor, yeteneklerimi, kişiliğimi, tutkularımı ve becerilerimi değerlendirmiyor. Bu yıl istediğim sonucu alamazsam seneye tekrar hazırlanabilirim ve istediğim bölümü kazanabilirim ” şeklinde düşünmeli ve kendi kendimizi motive ederek sınava psikolojik olarakta hazır hale gelmiş oluruz.
Sınav günü sevdiğiniz giysileri giyip beğendiğiniz müzikleri dinlemek kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Her gencin kendini rahatlatan ve güvenini artıran bir simgesi, yaptığı şeyler vardır. Yüzlerini yıkarken, sevdiği giysileri giyinirken sakin olmalı, kendini rahatlatan düşünce, resim, müzik, bir anı o genç için bu imaj neyse ona odaklanmalı ve olumlu düşünmeye çalışmalıdır. Tersine kendini geren şeylerden uzaklaşmalıdır. Panik halde son bir konuya, özetlere bakmak bazılarını kötü etkilerken, bazılarını da rahatlamakta, yedek bir güç gibi özetlerini yolda yanında tutmayı sevmektedir. O nedenle kendi tarz ve düşünce şemalarınızı tanımak, kendinizi rahatlatan şeyleri bulmak için, deneme sınavlarını yapmak, gerçek sınav olacakmış gibi hazır hala getirmek gerekir. Her insan kendine en iyi gelen şeyleri kendisi bilir bu nedenle neler yapmak bize keyif veriyorsa sınav öncesi onları yapmak moral ve motivasyonumuzu en üst seviyelere çıkaracaktır.
Ebeveynler de sınav öncesi çocukları üzerinde baskı kurmamalı, onları başkalarıyla mukayese etmemeli ve başarısız olmaları durumunda onları endişeye düşürecek sözler sarfetmemelidirler. Çocuklarımızın başarısı bizim ve onların mutluluğudur. Bu mutluluğu tatmayı her anne baba ister. Ancak başarısıyla övündüğümüz çocuklarımızı başarısızlığa uğradığı zamanda yok saymamalı ve onlara destek olmalıyız.
Yorum Yapabilirsiniz.